Adalet nöbetini tamamlayan Mahmut Tanal: Suç duyurusunda bulunacağım
Adalet nöbetini tamamlayan CHP Milletvekili Tanal'ın polis çadırını kaldırmış, kitaplarını almıştı, emniyetin siyasi çalışmalarını engellediğini belirterek, “Suç duyurusunda bulunacağım” dedi.

Fotoğraf: Mahmut Tanal
CHP Milletvekili Mahmut Tanal, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan eylemlerde gözaltına alınarak tutuklanan öğrenciler için dün “Özgürlük ve Adalet Nöbeti’ne” başlamıştı. Öğrencilerin serbest kalması amacıyla Adalet Bakanlığı önünde başlattığı nöbetini tamamladı.
Tanal, emniyet mensuplarının, kendisinin siyasi çalışmalarını engellediklerini ifade ederek “Bu baskıcı uygulamalarla ne bizi susturabilirsiniz ne de halkımızla aramıza duvar örebilirsiniz. Bu hukuksuzluğu gerçekleştiren ve talimatı veren tüm kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunacağım. Bu şekildeki uygulamalarla demokrasi susturulamaz, basın susturulamaz, halkın milletvekili engellenemez” ifadelerini kullandı.
"Açıkça uyarıyorum, bu baskıcı uygulamalarla ne bizi susturabilirsiniz ne de halkımızla aramıza duvar örebilirsiniz. Bu hukuksuzluğu gerçekleştiren ve talimatı veren tüm kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunacağım. Bu şekildeki uygulamalarla demokrasi susturulamaz, basın susturulamaz, halkın milletvekili engellenemez.” ifadelerini kaydeden Tanal, “Şu anda bu öğrencilerle ilgili tutuklamalar hakkında verilen mahkeme kararlarından bazılarını kamuoyu ile paylaşmak istiyorum. Buradaki verilen kararlar o kadar özensiz hazırlanmış ki... Kararların içeriği, satır sayısı aynı. Kararların şahsileştirilmesi lazımken, maalesef bunların hiçbirisi olmuyor.” açıklamasında bulundu.
Adalet nöbetini tamamladı
Mahmut Tanal, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınarak tutuklanmasını protesto ettiği için tutuklanan öğrencilerin serbest bırakılması amacıyla Adalet Bakanlığı önünde dün saat 18.30’da başladığı "özgürlük ve adalet nöbeti"ni sabah 08.30’a kadar devam ettirdi.
Tanal, adalet nöbetine ilişkin ilişkin bakanlık önünde ANKA Haber Ajansı’na şunları söyledi: “Özgürlük ve adalet nöbetini tutmamızın gerekçesi, şu anda Türkiye’de tutuklu bulunan öğrenciler. Bu öğrencilerin vizeleri başladı. Cezaevinde bulunan öğrenciler sınavlarına giremiyor, online eğitim alamıyorlar. Cezaevindeki öğrenciler dışında ev hapsiyle evde bulunan öğrenciler de sınavlara giremiyor ve online eğitim sisteminden yararlanamıyorlar. Peki öğrenciler cezaevinde olduğu için bu haktan mahrum bırakılabilir mi? Anayasamızın 42. maddesi uyarınca cezaevinde bulunan bir kişi eğitim hakkından mahrum bırakılamaz.”
Ceza İnfaz Kanunu'nun 75. maddesi uyarınca, yine cezaevinde bulunan kişinin eğitim hakkından mahrum bırakılamayacağına dikkat çeken Tanal, “Bu öğrencilerin ya cezaevinden üniversiteye götürülüp sınavlara girmesinin sağlanması lazım ya da üniversiteden cezaevlerine öğretim üyeleri görevlendirerek sınavlarının cezaevinde yapılması lazım. Ama gördüğümüz kadarıyla, her iki olayda da bu öğrenciler sınava tabi tutulmuyor. Mazereti kabul edilmiyor. Edilmeyince de dönem kaybına sebebiyet veriyor." sözlerini sarf etti.
“Anayasa’daki sansür olan olay emniyet mensupları tarafından gerçekleştirildi”
Tanal, geçtiğimiz akşam nöbetlerini başladıklarında yağmurdan etkilenmemek için çadır getirdiklerini hatırlatarak "Ayrıca anayasa kitaplarını, ceza kanunlarını, ceza infaz kanunlarını getirdik. Şu anda kamerayla kayda alan emniyet mensupları burada Anayasa kitaplarının bulundurulmasının yasak olduğunu, ceza kanunu kitaplarının bulundurulmasının yasak olduğunu, buraya çadır kuramayacağımı söylediler. Çadırı onlar çekti, ben çektim çadır kırıldı.” ifadelerini kullanarak “Yani netice itibarıyla, ANKA Haber Ajansı burada benimle haber yapmak isterken, maalesef ANKA Haber Ajansı’nın çalışma ve basın özgürlüğünü engelleyerek Anayasadaki sansür olan olay, emniyet mensupları tarafından gerçekleştirildi." söyleminde bulundu.
"Emniyet mensuplarının parti devleti anlayışından vazgeçmelerini istiyoruz"
"Burası bir polis devleti değil ama maalesef fiili olarak polis devletinin uygulaması yapıldı. Basın mensubunun benimle röportaj yapması engellendi, benim siyasi çalışmam engellendi. Benim vatandaşa vereceğim mesaj, röportaj yapmam engellendi. Bir siyasi partinin milletvekilinin halka vereceği mesajları polis engelledi. Biz polis devleti istemiyoruz. Burası hukuk devletidir. Burası bir parti devleti değildir. Emniyet mensuplarının parti devleti anlayışından vazgeçmelerini istiyoruz.” açıklamasını yapan Tanal, bu yapılanların suç olduğuna işaret etti.
Mahmut Tanal, “Bu suçlar zaman aşımına uğramaz. Günü gelince bunu yapan tüm emniyet mensupları tarafsız, bağımsız yargı önünde hesabını verecektir. Onun için bu eylemi şiddetle kınıyorum. İçişleri Bakanlığını, Cumhurbaşkanı’nı, Adalet Bakanlığını bu konuda göreve davet ediyorum. Böyle emniyet mensuplarının Türkiye Cumhuriyeti’nin güzide emniyetini itibarsızlaştırmaya hakları yok." açıklamasında bulundu. (ANKA)
Evrensel'i Takip Et